RÖDÖVANS SÖZLEŞMESİ (Ekim 2016)

Kelime anlamı:

Rödövans kelimesi Latince “Reditus” kelimesinin karşılığıdır. Reditus; gelir, irat kelime kökünden gelmekte olup Fransızca’ya “redevance” olarak yerleşmiş, Türkçe’ye ise bu kelimenin okunuşuna uygun olarak rödövans olarak girmiştir. İngilizce’de ise rödövans kelimesi ile aynı anlamda olmak üzere “Royalty” kelimesi kullanılmaktadır. Royalty, uygulamada, bir yazara, bir mucide ya da bir yayımcıya haklarını devretmeleri karşılığında düzenli aralıklarla ödenmesi gereken para, madenleri işletilen toprağın sahibine sabit bir miktar olarak ya da üretim birimi üzerinden ödenmesi gereken para, toprak kirası, anlamlarında kullanılmaktadır.

Rödövans sözleşmesinin şekli ve maden mevzuatımızdaki yeri:

Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliğinin 4. maddesinde rödövans sözleşmesi: ruhsat sahalarındaki madenlerin üretilerek değerlendirilmesi amacıyla üçüncü kişilere veya kuruluşlara tasarruf hakkı sağlamak üzere ruhsat sahasının tamamı ya da bir kısmı için ruhsat sahiplerinin bu kişilerle yapmış oldukları sözleşmeler olarak tanımlanmıştır.

Türk maden hukukuna göre rödövans; maden ruhsat sahalarının işletme hakkının hukuku kendi uhdesinde kalması koşuluyla ruhsat sahibi tarafından sözleşme ile gerçek veya tüzel bir kişiye, madenin işletilmesi amacıyla ve belirli bir süre ile bırakılmasıdır. Bu sözleşme gereğince, maden ocağının işletilmesini üstlenen gerçek veya tüzel kişi, ruhsat sahibine, ürettiği her bir ton maden için önceden ödemeyi taahhüt ettiği meblağ kadar bir ücret öder. İşte karma nitelikli bir özel hukuk sözleşmesi mahiyetinde olan bu sözleşmeye rödövans sözleşmesi denilmektedir.

Uygulamada rödövans sözleşmesi, maden kirası sözleşmesi olarak ta adlandırılmaktadır. Ruhsat sahibinin maden işletme hakkını rödövansçıya devrettiği ve rödövansçının da bunun karşılığında rödövans bedelini ruhsat sahibine ödediği rödövans sözleşmesi, bu nitelikleri ile ürün kirasına benzemekte; fakat Maden Kanunu ve Maden Kanunu Uygulama Yönetmeliği ile taraflara, ürün kirasına ilişkin olarak Borçlar kanununda düzenlenmiş olan yükümlülükler dışında ek yükümlülükler yüklenmektedir. İşte bu nedenle, de rödövans sözleşmesi, tipik sözleşmeye ikinci derecede başka edim eklenmesi şeklinde oluşan karma sözleşme niteliğindedir.

Sözleşmelerde şekil” başlıklı TBK.m.12 uyarınca, sözleşmelerin geçerliliği, kanunda aksi öngörülmedikçe, hiçbir şekle bağlı değildir. Yani, Türk hukukunda, sözleşmelerde şekil açısından sözleşme özgürlüğü ilkesinin benimsendiğini ve kanunda aksi düzenlenmedikçe şekil serbestisi ilkesinin geçerli olduğu ifade edilmelidir.

Rödövans sözleşmesi, maden ruhsatının devrini değil, bu hakkın bir başkasına belirli bir süreyle kullandırılmasını ifade ettiğinden, ayrıca bu sözleşmenin şekline ilişkin başkaca kanunî bir düzenleme de bulunmadığından rödövans sözleşmesinin TBK.m.12 gereğince herhangi bir şekle tâbi olmadığı ifade edilmelidir. Yargıtay’ın da bu yönde kararları mevcuttur.

Ruhsat sahipleri ile üçüncü kişiler arasında ki rödövans sözleşmeleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının iznine tabidir. İzin alınmaksızın yapılan rödövans sözleşmesi ile yürütülen madencilik faaliyetleri durdurulur.

Maden ruhsat sahiplerinin, ruhsat sahalarının bir kısmında veya tamamında üçüncü kişilerle yapmış oldukları rödövans sözleşmelerinde, bu alanlarda yapılacak madencilik faaliyetlerinden doğacak İş Kanunu, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili idari, mali ve hukuki sorumluluklar rödövansçıya aittir. Ancak bu durum ruhsat sahibinin Maden Kanunundan doğan sorumluluklarını ortadan kaldırmaz. Bu şekilde, rödövansla işletilen maden sahalarında iş hukukundan kaynaklanan bütün sorumluluk rödövansçıya bırakılmıştır. Kanun, bu hükmüyle rödövansla işletilen sahalarda rödövansçının işçilerine karşı ruhsat sahibinin asıl işveren olma sıfatını ortadan kaldırmıştır.

Bundan böyle ruhsat sahibi, asıl işveren olmayacağı için rödövansçının işçilerinin ücret, ikramiye, yıllık ücretli izin v.s. gibi iş kanunlarında düzenlenen işçilik haklarından sorumlu olmayacaktır. Her şeyden önemlisi ruhsat sahibi, rödövansla işletilen maden sahalarındaki işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili her türlü idari, mali ve hukuki sorumluluktan kurtarılmıştır. Maden ocaklarında grizu, toprak kayması ve her türlü iş kazasından dolayı ruhsat sahibi sorumlu tutulamaz. Sahasını rödövansla işlettiren ruhsat sahibi, işveren konumundan çıkarıldığı için, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanuna göre de sorumlu olmaktan çıkacaktır. Zira 5510 sayılı Kanuna göre ruhsat sahibin maden işletmesinde meydana gelen iş kazası ve meslek hastalığından dolayı Sosyal Güvenlik Kurumunun yaptığı ödemelerin ruhsat sahibinden rücu davası yoluyla istenebilmesi için işveren sıfatına haiz olması gerekir

Kamu kurum ve kuruluşları ile iştirakleri hariç olmak üzere yer altı kömür işletmelerinde maden ruhsat sahipleri, ruhsat sahalarının bir kısmında veya tamamında üçüncü kişiler ile üretim faaliyetlerine yönelik rödövans sözleşmeleri yapamaz. Dolayısıyla yer altı kömür işletmelerinde üretim faaliyetine yönelik rödövans sözleşmesinin yapılması yasaklanmıştır. Bu konuda tek istisna kamu kurum ve kuruluşları ile iştiraklerine tanınmıştır.

Rödövans sözleşmesinin hukuki niteliği:

Rödövans sözleşmesi, herhangi bir şekle tâbi olmayan, tam iki tarafa borç yükleyen, kendine özgü (Sui generis) karma bir sözleşmedir. Rödövans sözleşmesi niteliği

itibarıyla bir özel hukuk sözleşmesi olduğundan ve de Maden Kanununda bu konuda özel bir düzenleme yer almadığı için bu sözleşmenin taraflarına yüklediği haklar ve borçlar ile sözleşmenin sona erme hâlleri konusunda, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 357. ve devamı maddelerinde yer alan ürün kirasına ilişkin özel hükümler uygulanır. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’ne göre de, rödövans sözleşmesi, hasılat/ürün kirası sözleşmesinin bir türüdür. (Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 20.02.2007 gün ve E:2007/111, K:2007/1552).

ürün kirası kiraya verenin, kiracıya, ürün veren bir şeyin veya hakkın kullanılmasını ve ürünlerin devşirilmesini bedel karşılığında bırakmayı üstlendiği sözleşmedir. Rödövans sözleşmelerine Türk Borçlar Kanununun ürün kirasına ilişkin hükümlerinin uygulanması yeterli olmazsa Türk Borçlar Kanununun genel hükümleri kıyasen uygulanır.

Yargıtay’ın istisnai sayılabilecek bazı kararlarında, rödövans sözleşmesini asıl işveren-alt işveren ilişkisine benzettiği, rödövans sözleşmesi için bu ilişkiye ilişkin hükümlerin kıyasen uygulanacağını kabul ettiği söylenebilir. Ancak, yukarıda da ifade edildiği gibi, hem Yargıtay’ın pek çok kararında hem de öğretide Türk Borçlar Kanunu nun ürün kirasına ilişkin hükümlerinin kıyasen uygulanması gerektiği belirtilmelidir.

Maden Kanununda, maden haklarının bölünmezliği ilkesi kabul edilmiştir (Maden Kanunu m.5/1). Bu hakların tek bir gerçek veya tüzel kişi üzerinde toplanması gerekir. Bu ilkenin getirilmesindeki amaç, işletilmesinde kamusal yarar olan madenlerin rasyonel ve ekonomik olarak değerlendirilmelerini sağlamaktır. Ancak, rödövans sözleşmesiyle maden ruhsatlı sahanın tamamının kullanımı bırakılabileceği gibi, sadece ruhsat sahasının bir kısmı da verilebilir. Bu durumda 3213 sayılı Maden Kanununun 5. maddesindeki maden ruhsat sahasının bölünemeyeceği veya paylara ayrılamayacağını öngören yasaklama hükmü de aşılmış olmaktadır

Birden çok kişinin rödövansçı olarak rödövans sözleşmesinin tarafı olduğu hâllerde, kural kısmî sorumluluk ise de, işin niteliği gereği ticarî teselsül karinesi işletilerek müteselsil sorumluluk hükümlerinin geçerli olacağı belirtilmelidir. Elbette, taraflar kısmî sorumluluk esasını da sözleşmeye konulacak bir hüküm ile belirleyebilirler. Kural olarak, her iki taraf açısından sözleşme ehliyeti bakımından genel hükümler geçerlidir.

Rödövans sözleşmeleri, hâsılat/ürün kira sözleşmelerinin bir türü olup, bütün kira ilişkilerinde olduğu gibi kural olarak hâsılat/ürün kirasında da sözleşmeyle kararlaştırılan rödövans bedelinin ödendiğini ispat yükü rödövansçıya düşer. (Yargıtay 6. HD. 21.10.2013, E. 2013/1827, K. 2013/13962)

Rödövans sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda görevli mahkeme

Rödövans sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların görüm ve çözüm yeri Sulh Hukuk Mahkemesidir. HMK’nun 4/1-a maddesine göre kiralanan taşınmazların, 2004

sayılı İcra ve Îflas Kanununa göre ilâmsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında istek üzerine ya da re’sen gözetilmesi gerekir. Taraflar arasında imzalanan rödövans sözleşmesine dayanarak tahliye ve kira alacağı isteminin kira ilişkisinden kaynaklanması durumunda görevli mahkeme dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesidir.(Yargıtay 6.HD. 8.7.2013, E. 2013/9552, K. 2013/11644)

Ancak burada bir ayrım yapmak gerekmekte olup, maden sahaları üzerindeki işletme hakkının devri işlemi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın iznine ve Maden Kanununda öngörülen prosedürün yerine getirilmesine bağlı olduğundan, hem şekil hem de esas yönünden idarî bir tasarruf niteliğindedir. Bu nedenle, davanın idarî yargıda görülmesi gerekir. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 6.11.1981 gün ve E:1981/3574, K: 1981/4653 sayılı kararı da bu yöndedir.

Rödövans sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda yetkili mahkeme

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Sözleşmeden doğan davalarda yetki” başlıklı 10. maddesine göre sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. Ancak; aynı Kanunun “Yetki Sözleşmesi” başlıklı 17. maddesinde; Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır hükmü yer almaktadır. Rödövans sözleşmesi ile tarafların yetkili bir mahkemeyi belirlemiş olması durumunda rödövans sözleşmelerine ilişkin uyuşmazlıklara ilişkin davalar bu mahkemede açılacaktır.

Rödövans sözleşmesiyle maden sahasının kullanılması:

Rödövans sözleşmelerinde TBK.m.360 hükmüne kıyasen, ruhsat sahibinin diğer bir borcu, maden sahasını sözleşmenin amacına uygun biçimde kullanılmaya ve işletilmeye elverişli bir durumda rödövansçıya teslim etmek zorunluluğudur. TBK.m.360’a kıyasen ise, ruhsat sahibi, rödovans sözleşmesi süresi içinde yapılması zorunlu olan esaslı onarımları, rödövansçı tarafından bildirilir bildirilmez, gideri kendisine ait olmak üzere yapmakla yükümlüdür. Yine, 3213 sayılı Maden Kanunu ve diğer mevzuat uyarınca ruhsata bağlı olarak öngörülmüş bütün yükümlülükler, ruhsat sahibine aittir. Bu bağlamda rödövansla işletilen sahada dahi teknik nezaretçi ruhsat sahibi tarafından atanır. Ancak taraflar arasında akdedilecek rödövans sözleşmesi ile teknik nezaretçi atamasının ruhsat sahibi tarafından verilecek vekalete istinaden rödövansçı tarafından yapılması da mümkündür.

TBK.m.358’in genel hükümlere yaptığı atıf gereği ruhsat sahibinin ayıptan doğan sorumluluğu da bulunmakta ve buna ilişkin olarak TBK.m.304 ve devamı hükümlerinin rödövans sözleşmeleri bakımından da uygulama alanı doğmaktadır. Bu anlamda, ruhsat sahibi, rödövans verene karşı bildirdiği niteliklerin maden sahasında bulunmaması hâlinde ve ruhsat sahibi belirtmese de rödövans sözleşmesinin niteliği gereği sözleşmeye konu maden sahasında olması beklenen niteliklerin bulunmaması hâlinde ayıp söz konusu olacaktır. Bu ihtimalde, rödövansçı, ruhsat sahibinin ayıptan doğan sorumluluğuna gidebilir. Borçlar Kanunu’nun 306, 307 ve 308. maddeleri rödövans sözleşmesi için uyarlanırsa, rödövansçının ayıbın giderilmesini isteme veya sözleşmeyi feshetme, ayıpla orantılı olarak rödövans bedelinin indirilmesini isteme, ayıptan doğan zararın giderilmesini isteme hakları bulunmaktadır.

Rödövans sözleşmesinin feshi ve feshe bağlanan hukuki sonuçlar:

Türk Borçlar kanununun 362. maddesine kıyasen ruhsat sahibi, rödövans bedelinin ödenmemesi halinde rödövans bedelini ödemesi için rödövansçıya ihtar çekerek 60 günlük önel (ihbar süresi) tanımak zorundadır. (Yargıtay 11.H.D., 15.10.2002 gün ve E.2002/5942, K.2002/9079). Bu önel süresi, ihtarnamenin rödövansçıya tebliğ edildiği günden itibaren başlar. Rödövans sözleşmesiyle 60 günlük önel süresi kısaltılamaz. Rödövansçı 60 günlük ödeme süresi içerisinde rödövans bedelini ödemez ise, ruhsat sahibi, sözleşmeyi ödememe (temerrüt) nedeniyle feshedebilir. Rödövans sözleşmesi, hâsılat/ürün kirası niteliğinde olduğu için rödövans bedeli ile ilgili davalar beş yıllık zamanaşımı süresine tabidir (Yargıtay 14.Hukuk Dairesi 20.02.2007 gün ve E.2007/111, K.2007/1552).

Sürekli edimli bir sözleşmeyi, ileriye etkili olarak sona erdiren sebeplerden biri de fesihtir. Fesih, bozucu yenilik doğuran bir irade açıklaması olup, karşı tarafa ulaştığı andan itibaren hüküm ve sonuçlarını doğurur. öğretide, fesih hakkının, taraflara, sözleşmeye eklenecek bir hüküm ile de tanınabileceği kabul edilmektedir.

Rödövans sözleşmesi bakımından, hasılat/ürün kirasına ilişkin hükümler kıyasen uygulanacağından, tarafların doğrudan doğruya kanundan doğan fesih haklarının olduğu kabul edilmelidir. Kanun koyucu özellikle sürekli edimli sözleşmelerin sona erdirilmesi bakımından taraflara haklı nedenlerle fesih hakkını tanımıştır.

Fesih olağan ve olağanüstü fesih olmak üzere iki şekilde yapılabilir. Olağan fesihte, fesih beyanı karşı tarafa ulaştıktan belirli bir süre sonra hüküm ve sonuçlarını doğurur. Fesih, rödövans sözleşmesi açısından değerlendirildiğinde, ruhsat sahibinin edimi sürekli edim borcu niteliğinde olduğundan ötürü rödövansçı ruhsat sahibinin yukarıda bahsedilen yükümlülüklerinden birine aykırı hareket etmesi durumunda, sözleşme hükümlerine riayetsizlik sebebiyle olağan fesih yoluyla sözleşmeyi sona erdirilebilir.

Dolayısıyla, TBK.m.358, adi kira hükümlerine atıf yaptığından kiralayanın veya kiracının sözleşmenin kendilerine yüklediği borçları gereği gibi ifa etmemeleri durumunda diğer tarafın, örneğin TBK.m.305/2 veya 306/2 hükmü çerçevesinde sözleşmeyi fesih imkânı bulunmaktadır. Ayrıca, belirsiz süreli kira sözleşmelerinde taraflardan her biri, daha uzun bir fesih bildirim süresi veya başka bir fesih dönemi kararlaştırılmış olmadıkça, yasal fesih dönemlerine ve fesih bildirim sürelerine uyarak sözleşmeyi feshedebilir (TBK.m.328).

Rödövansçının rödövans bedelini ödeme dışında, maden sahasını en iyi şekilde işletme borcu da vardır (TBK.m.365’e kıyasen). ruhsat sahibi, maden sahasını işletmeyen veya maden sahasını gereği gibi korumayan rödövançıya ihtarname çekerek sözleşmeye aykırılığını gidermesi için uygun bir süre verebilir. Böyle bir ihtarnameye muhatap olan rödövansçı söz konusu ihlalini devam ettiriyorsa, ruhsat sahibinin haklı nedenle yasal fesih hakkı doğar. Maden rezervini daha sonraki kullanımlar için ulaşılamayacak şekilde tahrip eden rödövansçı bundan dolayı ruhsat sahibine karşı sorumlu tutulacaktır. Bu borç bakımından da ruhsat sahibinin genel kira hükümlerine yapılan atıf gereğince fesih hakkı saklıdır.

Olağanüstü fesihte ise, sürekli sözleşme ilişkisi, fesih beyanının karşı tarafa ulaştığı anda sona erer. Bu fesih türünde ruhsat sahibi rödövansçıya süre tanımaksızın sözleşmeyi sona erdirebilir. Bu nedenle, olağanüstü feshe, süresiz fesih de denilmektedir. Rödövans sözleşmeleri bakımından olağanüstü fesih ile sözleşmenin sona erdirilmesi mümkündür.

Taraflardan her biri, kira ilişkisinin devamını kendisi için çekilmez hâle getiren önemli sebeplerin varlığı durumunda, sözleşmeyi yasal fesih bildirim süresine uyarak her zaman feshedebilir (TBK.m.369). Ancak bu durumda hakim, durum ve koşulları göz önünde tutarak, olağanüstü fesih bildiriminin parasal sonuçlarını karara bağlar

Rödövans sözleşmesinin sözleşmede öngörülen fesih maddesine göre de feshi de mümkündür (Yargıtay 11.H.D., 15.10.2002 gün ve E.2002/5942, K.2002/9079.). Ancak taraflarca kararlaştırılan sözleşmesel fesih nedenlerinin Borçlar Kanunu’nda öngörülen hâsılat/ürün kirasına ilişkin emredici hükümlere aykırı olmaması gerekir. Sözleşmeyi haklı neden olmadan fesheden taraf karşı tarafın uğrayacağı geri kalan rödovans alacağından mahrum kalma gibi müspet zararını tazmin etmek zorunda kalabilir (Yargıtay 11.H.D., 15.10.2002 gün ve E.2002/5942, K.2002/9079).

(Değinilen kaynaklar: A.uyumaz/F.Güngör, Gazi üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C.XIX, Y.2015, M. Topaloğlu, Türkiye 17 Uluslararası Madencilik Kongresi ve Sergisi- Rödovans Sözleşmesi; Hukuksal Durum, Sorunlar ve çözüm önerileri.)